Ersan Şen'den Yeni Anayasa Açıklamaları! Tgrthaber.com'a Özel Röportaj Detayları
Yeni anayasa tartışmaları Türkiye'nin gündeminde yeniden yankı bulurken, hukuk alanında tanınan isimlerden Prof. Dr. Ersan Şen, tgrthaber.com’a verdiği röportajda konuyla ilgili yapıcı görüşlerini paylaştı. Şen, anayasanın toplumsal sorunları çözmede sihirli bir çözüm olmadığını vurguladı. Detaylar burada!

Türkiye'deki yeni anayasa tartışmaları yeniden gündemle birlikte öne çıkarken, hukuk dünyasının tanınmış isimlerinden Prof. Dr. Ersan Şen, Tgrthaber.com Editörü İrem Şenel'le gerçekleştirdiği röportajda dikkat çekici yorumlar yaptı. Anayasanın toplumsal sorunları tek başına çözemeyeceğini belirten Şen, mevcut sistemin düzgün işleyişinin, kuvvetler ayrılığının güçlendirilmesi ve demokrasinin geliştirilmesi gerektiğini ifade etti. İşte Şen'in yeni anayasa konusundaki açıklamalarına dair detaylar…

MEVCUT SİSTEM GÜNCELLENMELİ
Prof. Dr. Ersan Şen, anayasa değişikliği yapılacaksa öncelikle sistemin temel öğelerine dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı:
“Anayasa değişikliğine gitmeden evvel mevcut sistemin gözden geçirilmesi gerekmekte, kuvvetler ayrılığının güçlendirilmesi şart. Yani demokrasi ve hukukun sağlam temeller üzerine inşa edilmesi gerekli.”

ANA DİLDE EĞİTİM OLANAKLARI ARTIYOR!
Şen, anayasanın ilk dört maddesinin ve 66. maddesinin değiştirilmemesi gerektiğini ifade ederken; 42. maddenin az bir değişiklikle revize edilebileceğini aktardı. Devletin dili Türkçe olduğu için bir sorun yok, eğitim dilinin de Türkçe olması bekleniyor. Ancak anadilin öğrenilmesi ve bazı derslerin anadilinde verilmesine olanak tanınması gerektiğini söyledi. Buna ek olarak, tek dil ve tek millet anlayışının Anayasa'dan çıkarılamayacağını da belirtti.

“MEVCUT ANAYASA UYGULANMADAN YENİ BİRİ TOPLUMU İKNA ETMEZ”
Öte yandan, önce mevcut Anayasa'nın hükümlerinin uygulanması gerektiğini ifade eden Şen, yeni bir anayasa hazırlamanın ve mevcut anayasayı uygulamazken yeni sorunları çözeceğiz demenin inandırıcılığı kaybettireceğini savundu. “Konu oldukça net ve basit.” şeklinde konuştu.
"ANAYASA DEĞİL, ZİHNİYET SORUNU BULUNMAKTA"
Ersan Şen, 1982 Anayasası'nın darbe döneminde hazırlanmış olmasının onun geçersiz veya işlemez olduğu anlamına gelmediğini vurguladı. Gerçek sorun, o yasada hangi maddelerin nasıl uygulandığı ile alakalı.

“2010 ve 2017'de önemli anayasa değişiklikleri yapıldı ama sonuç ne oldu? Ne hukuk işledi ne de ekonomi düzeldi ya da demokrasi gelişti. Mesele, anayasa metni değil, zihniyet meselesidir. Siz iyi niyetle hazırlanmış bir metni de kötü uygularsanız, olumlu netice alamazsınız.”
Anayasa değişikliğinin tek başına toplumsal, ekonomik veya siyasal krizleri çözmeye yetecek bir araç olmadığını belirten Şen, ekonomik gerçekliklere ve halkın gündemine önemle dikkat çekti:
1 dolar, 41 TL oldu. Enflasyon, gelir adaleti, hukuk güvencesi ve yargı güveni gibi sorunlar mevcut. Peki, bunları yeni bir anayasa mı çözecek? Hayır. Çünkü anayasa sadece bir araçtır. Uygulamada başarısızsanız, hangi metinle neyi değiştirebilirsiniz?
"ANAYASA İKTİDAR ARACI HALİNE GETİRİLMEMELİ"
Anayasa, iktidar mücadelesinin aracı olmamalıdır. Sokaktaki sesler başka bir şey çağrıştırıyor: Geçim kaygısı, adalet eksikliği ve liyakat sorunları. Bu çağrılara kayıtsız kalınmadan yapılan her anayasa önerisi halktan kopuk bir durumdadır. Sokaktan gelen seslerin dinlenmesi ve bireylerin sorunlarının çözülmesi önemlidir.

"BELİRLİ MADDELERE DOKUNULMAZ, BAZILARI GÜNCELLENEBİLİR"
Devletin resmi dili Türkçe, bu durum sorun teşkil etmemekte. Eğitim dili de Türkçe olarak belirlenmektedir. Ancak anadil eğitiminin sağlanması ve bazı derslerin anadilinde verilmesi olanakları yaratılabilir. Bu durum, birlikteliğe olumsuz etki etmez, aksine güven tesis eder.
"MEVCUT METİN UYGULANMADAN YENİ METNE GÜVEN OLMAZ"
Yasal haklar bile uygulanmadığında, anayasada yazılı olanlarla gerçek hayatta yaşananlar arasındaki fark büyük oranda açıktır. Bu uçurum kapatılmadan yeni metin getirmenin bir anlamı olmayacaktır. Uygulama eksikse güven tesisi de sağlanamaz.
YENİ ANAYASA GEREKİYOR MU?
“Yeni bir anayasa gerekli mi? Belki. Ama nasıl bir anayasa? Hukuku, kuvvetler ayrılığını ve demokrasiyi güçlendiren bir metin olmalı. Ancak bunu gerçekleştirmeden önce, mevcut metni düzgün bir şekilde hayata geçirmeniz gerekiyor. Aksi takdirde, yeni metin de sadece eski metin gibi, kâğıt üzerinde kalır.”

"23 MADDELİK BİR ANAYASA TASLAĞI SUNDUM"
Prof. Dr. Şen, sade ve anlaşılır bir anayasa anlayışı çerçevesinde kendi anayasa önerisini 23 maddeden oluşacak şekilde sundu:
“Uzun anayasa metinlerine ihtiyacımız yok. Temel hak ve özgürlükleri, yönetim yapısını net bir şekilde tanımlayan bir metin yeterlidir. Detaylar ise Meclis tarafından düzenlenmelidir. Anayasa, her meselenin çözüm yeri değildir; ama iyi bir yönetim için güçlü bir temel sağlar.”
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne alternatif olarak, denge ve denetim esaslı yarı parlamenter bir model öneren Şen; yürütme yetkisini yeniden düzenleyerek Başbakanlık sistemine dönülmesini savunuyor.

TASLAKTA NELER YER ALIYOR?
- Seçim barajı %5 ile sınırlandırılıyor; böylece küçük partilerin temsili kolaylaşıyor.
- Ön seçim zorunluluğu ile parti içi demokrasi teşvik ediliyor.
- Yargı, savcı ve hâkim kuruluşları ayrıştırılıyor; görev tanımları netleştiriliyor.
- Adli kolluk birimi doğrudan savcılığa bağlanarak, etkin ve tarafsız soruşturma ortamı oluşturuluyor.
MEVCUT ANAYASANIN HANGİ EKSİKLİKLERİNİ DÜZENLEMEYİ HEDEFLİYOR?
Ersan Şen'in taslağı, 1982 Anayasası'nın yürütme ile yasama arasındaki denge sorununu, yargının bağımsızlığını ve temel hakların güvence altına alınmadığını ele alıyor.
- 23 maddelik bu taslak, yukarıda belirtilen meseleleri çözmeyi amaçlıyor.
- Temel hakları özlü ancak bağlayıcı biçimde tanımlayarak,
- Meclis'e yetki vererek detayları yasalara devretmeyi planlıyor.
Tasarının genel çerçevesinde insan onuru, eşitlik, kuvvetler ayrılığı ve hukuk devleti ilkeleri ön planda tutuluyor.
Şen’in önerdiği modelde:
- Laiklik net bir şekilde korunuyor.
- Anadilde eğitim imkânları oluşturularak toplumsal denge sağlanıyor.
- Kadın-erkek eşitliği, çocuk hakları ve “sosyal devlet” ilkesi açıkça vurgulanıyor.
- Konut, çevre, su ve gıda gibi yeni nesil sosyal haklar anayasal güvence altına alınıyor.