Suriye'de Barış Umutları Sarsılıyor: Parçalanmalar ve Tatsız Gelişmeler!
Paris'teki barış müzakereleri anlaşmasız sona ererken, Suriye'de de özerk bölgeler hızla ortaya çıkıyor. Süveyda'da Şam yönetimi tamamen geri çekilirken, SDG silahsızlanma talebini göz ardı etti. Ankara'nın en büyük kaygısı olan bölünmüş Suriye haritası sahada şekillenmeye devam ediyor.

Orta Doğu'da dengeleri sarsan Suriye krizi, bir kez daha diplomatik çözüm umudunu yitirdi. Paris'te düzenlenen ve büyük beklentilerle izlenen zirve, ABD, İsrail, Şam yönetimi ve SDG temsilcilerinin bir araya gelmesiyle bazı barış beklentileri doğurmuştu; ancak sonuç hayal kırıklığı yarattı. Yapılan görüşmelerin sonunda gelen bilgiler, Suriye'nin fiilen parçalanması endişelerini artırdı.
PARİS TOPLANTISI BEKLENTİLERİ KARŞILAMADI
ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın liderliğinde gerçekleştirilen bu toplantıya; İsrail'den Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer, Şam yönetiminden Dışişleri Bakanı Asad Hasan El Şeybani ve SDG lideri Mazlum Abdi katılım sağladı. Ancak, toplantının sonunda SDG’nin silahsızlanmayı kesin bir dille reddetmesi ve Şam’la özerklik konusundaki anlaşmazlığın sürmesi, görüşmelerin çıkmaza girmesine neden oldu.
BARRACK: "GERİLİMİ AZALTTIK" AÇIKLAMASIYLA YETİNDİ
Toplantı sonrasında bir açıklama yapan Barrack, "Diyalog kurmaktı amacımız ve tansiyonu düşürmeyi başardık" ifadesiyle süreci olumlamaya çalıştı. Ancak sahadaki gelişmeler, diplomatik söylemlerle gizlenemeyecek kadar belirgin: Suriye’deki parçalanma süreci hızla ilerliyor.
SÜVEYDA’DAKİ GELİŞME: ŞAM RESMEN ÇEKİLİYOR
Görüşmelerin ardından en somut gelişme güneydeki Süveyda bölgesinden geldi. ABD’nin gözetiminde ulaşan mutabakatla, Şam yönetimi bu bölgeden tamamen çekilmeyi kabul etti. Bu boşluğu Dürzi milisler doldurdu. Ayrıca, kurulacak yerel konseyler, altyapı ve kamu hizmetlerini üstlenecek. Böylece Süveyda, resmen Şam'dan bağımsızlaşmış oldu.
İsrail ile Suriye arasında sağlanan bu uzlaşmada, Birleşmiş Milletler kurumları için bölgeye giriş izni verilirken, Suriye devlet kurumlarının bu alana girişi yasaklandı. İnsan hakları ihlallerini araştırmak üzere bir komite de oluşturulmuş durumda.
SDG VE SÜVEYDA ARASINDAKİ KORİDOR KAYGISI
Bu gelişme, SDG’nin kontrolündeki doğu bölgeleriyle Süveyda arasında bir koridorun kurulması ihtimalini gündeme getirdi. "Davut Koridoru" adı verilen bu plan, İsrail'in desteğiyle Dürzi ve Kürt bölgeleri arasında askeri ve lojistik bir bağlantı oluşturmayı hedefliyor. İsrail destekçisi Dürzi lider Hikmet el Hicri’nin önerisinin, SDG tarafından değerlendirildiği bildirildi.
ANKARA'DAN ALARM SESLERİ
Tüm bu gelişmeler, Ankara’nın "Suriye'nin toprak bütünlüğü" stratejisini ağır şekilde zorluyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, kısa süre önce El Salvador’da yaptığı bir açıklamada, “Suriye’nin parçalanması halinde askeri müdahale gündeme gelebilir” demişti. Bunun yanı sıra, Suriye hükümetinin Türkiye’den askeri destek talep ettiği ve Ankara'nın bu talebe olumlu yanıt verdiği bildirildi. Şimdi tüm gözler Türkiye’nin muhtemel sınır ötesi askeri operasyonuna çevrildi.
SURİYE’DE YENİ BİR HARİTA MI ÇİZİLİYOR?
Süveyda’dan sonraki bilgiler, Kuneytra ve Dera bölgelerinin de silahsızlandırıldığı ve yerel güvenlik yapılarının kurulduğu doğrultusunda. Bu gelişmeler, Suriye’nin kuzeydoğusunda SDG’nin, güneyinde ise Dürzi grupların fiilen kendi yönetimlerini oluşturduğu bir yapının öne çıktığını gösteriyor.
Diplomasi sahasında barış arayışlarının başarısızlığı sürerken, Suriye'de yeni bir haritanın sessizce şekillendiği anlaşılıyor. Türkiye için bu süreç, yalnızca sınır güvenliği açısından değil, bölgedeki güç dengeleri bakımından da kritik bir dönüm noktası oluşturuyor.